2025 Yılında Arz Yönlü Reformlar ve Ekonomik Dönüşüm Hedefleri Belirlendi

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2025 yılında tarım, konut ve enerji başta olmak üzere arz yönlü reformlara odaklanacaklarını duyurdu. Enflasyonda düşüşün ve makroekonomik istikrarın devam edeceği bu süreçte, yapısal dönüşüm hedefleri hız kazanacak.

Arz Yönlü Politikalar Ekonomik Dönüşümde Öncelikli Olacak

Bakan Şimşek, 2025 yılında tarım, konut ve enerji sektörlerinde arzı artırıcı politikaların öne çıkacağını belirtti. Bu reformlar, enflasyonu düşürme ve sürdürülebilir büyüme hedeflerini destekleyecek.

Maliye Politikaları ve Enflasyonda Hedefler

2025 yılında maliye politikalarının sıkılaştırılacağını ve bütçe açığının milli gelire oranının yüzde 3,1’e çekileceğini açıkladı. Şimşek, mali disiplinin para politikasını destekleyeceğini ve enflasyonla mücadelede önemli bir rol oynayacağını vurguladı.

Gıda, Konut ve Enerji Arzına Yönelik Çözümler

Gıda arzını artırmak için sulama projeleri, lojistik altyapılar ve ihtisas bölgeleri gibi yenilikçi çözümler uygulanacak. Sosyal konut projeleri ve enerji dönüşümünde yerli ve yenilenebilir kaynaklara öncelik verilecek.

Yapısal Reformlarla Rekabet Gücü Artırılacak

Şimşek, Ar-Ge, dijital dönüşüm, kayıt dışılıkla mücadele ve yatırım ortamının iyileştirilmesine yönelik yapısal reformların hızlanacağını duyurdu. Bu reformlar, Türkiye’yi yüksek gelirli ülkeler arasına taşımayı hedefliyor.

Dış Ticaret ve Rezervlerde İyileşme

Cari açık, 2024’te milli gelire oranla yüzde 1’in altına geriledi. Rezervlerde ise 104 milyar dolarlık artış sağlandı. 2025 yılında dış finansman maliyetlerinin daha da düşmesi bekleniyor.

Ekonomik Aktivitede Dengelenme ve Toparlanma

2024 yılı boyunca ekonomide dengelenme gözlemlenirken, 2025’in ikinci yarısında toparlanma öngörülüyor. Avrupa ve Orta Doğu’daki büyüme ile ihracatın desteklenmesi bekleniyor.

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek’in açıkladığı 2025 yılı planları, arz yönlü reformlarla ekonomik dönüşümü hızlandırmayı hedefliyor. Enflasyonun düşüşü ve makroekonomik istikrarın devamıyla, Türkiye’nin uluslararası rekabet gücünün artması bekleniyor.