ABD’nin, OPEC ülkelerinden petrol fiyatlarını düşürme talebi Rusya’nın sert tepkisiyle karşılaştı. Moskova, bu müdahalenin piyasa dengesini bozacağı görüşünde.
ABD’nin OPEC’e müdahalesi tepki çekti
ABD Başkanı Donald Trump, Suudi Arabistan başta olmak üzere OPEC üyelerinden petrol fiyatlarını düşürmelerini talep etti. Trump, küresel ekonominin düzelmesi için daha düşük petrol fiyatlarının gerektiğini ifade etti. Ancak bu talep, özellikle OPEC+ üyeleri arasında ciddi tartışmalara yol açtı.
Rusya: ‘Bu talep kabul edilemez ve rekabetçi değil’
Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksandr Novak, ABD’nin bu müdahalesini sert bir şekilde eleştirdi. Novak, ABD’nin petrol fiyatlarını düşürmeye yönelik çağrısını ‘rekabetçi olmayan bir yaklaşım’ olarak nitelendirdi. Ayrıca, bu çağrının ABD’nin kendi pazar payını artırma amacı taşıdığını öne sürdü.
Rusya, OPEC+ anlaşmalarına bağlı kalacak
Novak, Rusya’nın OPEC+ ile yaptığı anlaşmalara sadık kalacağını ve bu kapsamda üretimi artırma kararı aldıklarını açıkladı. OPEC+ ülkelerinin pazar dengesini korumak için anlaşmalarına bağlı kalmaya devam ettiklerini vurguladı. Ayrıca, üretim kısıntılarının 1,5 yıl boyunca kademeli olarak azaltılacağını belirtti.
Küresel petrol piyasasında artış ve enerji krizleri
Son dönemde küresel petrol fiyatlarında artış yaşanırken, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik müdahalesi ve tedarik sorunları bu artışta etkili oldu. Petrol fiyatlarının yükselmesi, enerji krizini derinleştirirken, tedarik zincirinde de sıkıntılara neden oldu. ABD, bu bağlamda fiyatların düşürülmesi için OPEC ve Rusya’dan yardım talep etti.
OPEC+ stratejisini koruyor
OPEC+ ülkeleri, özellikle Suudi Arabistan ve Rusya’nın liderliğinde üretim politikalarını sürdürüyor. 1 Nisan itibarıyla üretim kısıtlamalarının kademeli olarak sona erdirilmesi planlanıyor. Bu adım, enerji fiyatlarını stabilize etmeyi ve küresel ekonomiye daha istikrarlı bir enerji tedariki sağlamayı hedefliyor.
Rusya ve OPEC+ ülkeleri, ABD’nin petrol fiyatlarını düşürme çağrısına karşı net bir duruş sergiliyor. Petrol piyasasındaki bu gerilim, küresel ekonomi ve enerji sektörünü yakından ilgilendiren bir gelişme olarak öne çıkıyor.