Ses klonlama dolandırıcılığı: ‘Anne para gönder’ tuzağına dikkat!

Son dönemde yapay zeka teknolojisinin kötü amaçlı kullanımıyla artan ‘Anne para gönder’ dolandırıcılığına karşı uzmanlar uyarıyor. Siber güvenlik ve kişisel verilerin korunması konularında alınması gereken önlemler öne çıkıyor.

Ses klonlama dolandırıcılığı hızla yayılıyor

Yapay zekanın hızlı gelişimiyle birlikte ses klonlama gibi teknolojiler kötü amaçlarla kullanılmaya başladı. Dolandırıcılar, bir aile üyesi ya da arkadaşınızın sesini taklit ederek acil para talebinde bulunabiliyor. Bu tür dolandırıcılıklar son dönemde hızla artış gösteriyor.

Uzmanlardan ailelere önemli uyarılar

Bilişim hukukçusu Özlem Kurt, aile içindeki iletişimde şifreli kelimeler kullanmayı öneriyor. ‘Anne para gönder’ gibi taleplerde, sesin gerçek sahibine ait olup olmadığını anlamak için önceden belirlenmiş bir parola kullanılabileceğini belirtiyor. Bu yöntem, dolandırıcılık girişimlerini fark etmede etkili bir yol olabilir.

Bilişim suçları ve veri ihlalleri artıyor

Kişisel Verileri Koruma Kurumu’nun (KVKK) verilerine göre, veri ihlalleri ve bilişim suçlarına ilişkin ihbarlar her geçen gün artıyor. 2024 yılında yapılan ihbar sayısı 8 bini aşmış durumda. Ancak uzmanlara göre, bildirilmeyen vakaların sayısı çok daha fazla olabilir.

Yapay zeka ve siber güvenlikte yeni düzenlemeler

Özlem Kurt, yapay zekanın suçlarda yeni bir boyut kazandırdığını ve siber güvenlik önlemlerinin bu doğrultuda gelişmesi gerektiğini vurguluyor. Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile kurulan Siber Güvenlik Başkanlığı gibi adımlar, bu risklerle mücadelede önemli bir rol oynayabilir.

Siber saldırılara karşı hızlı hareket edin

Siber saldırıya uğrayan bireylerin ilk olarak savcılığa suç duyurusunda bulunması gerekiyor. Özlem Kurt, hızlı hareket ederek bankalarla iletişime geçilmesinin, para transferlerini durdurmada etkili olabileceğini belirtiyor. Ayrıca, şirketlerin de siber güvenlik mekanizmalarını güçlendirmesi gerektiği ifade ediliyor.

Gizlilik ve mahremiyetin önemi artıyor

Özlem Kurt, bireylerin ve şirketlerin mahremiyetlerine daha fazla önem vermesi gerektiğini söylüyor. Sosyal medyada konum paylaşımı gibi alışkanlıkların azaltılması, dolandırıcılık riskini düşürmede etkili olabilir. Gelecekte mahremiyetin daha kritik bir konu haline geleceği öngörülüyor.

Yapay zeka teknolojisinin kötüye kullanımıyla artan dolandırıcılıklar, bireylerin ve şirketlerin daha dikkatli olmasını gerektiriyor. Siber güvenlik önlemlerini artırmak, mahremiyet bilincini geliştirmek ve hızlı aksiyon almak, bu tür suçlarla mücadelede en etkili yöntemler olarak öne çıkıyor.