Dünya Bankası’nın raporuna göre, 1,2 milyar insan sıcak hava dalgası, sel ve kasırga gibi kritik iklim tehlikelerine maruz kalarak ciddi risklerle karşı karşıya bulunuyor. Raporda, özellikle Güney Asya ve Sahra Altı Afrika’da yoğunlaşan bu risklerin, düşük gelirli ülkelerde temel altyapı ve sosyal hizmetlere erişim eksikliği nedeniyle daha fazla etkili olduğu vurgulanıyor.
İklim Değişikliğinin Tehlikeleri
Dünya Bankası, “Zorlukların Üstesinden Gelme: İklime Uyum ve Dayanıklılığın Sağlanmasına Yönelik Başarı Hikayeleri ve Stratejiler” başlıklı raporunu yayımladı. Raporda, 1,2 milyar insanın, sıcak hava dalgası, sel, kasırga ve kuraklık gibi en az bir kritik iklim tehlikesine maruz kalarak hayatlarını değiştirecek risklerle karşı karşıya kaldığı kaydedildi.
Risklerin Odak Noktası: Güney Asya ve Sahra Altı Afrika
Yüksek gelirli ülkelerin iklimle ilgili tehlikelere maruz kalan büyük nüfuslara sahip olduğu belirtilen raporda, yüksek risk altındaki insanların çoğunun ise Güney Asya ve Sahra Altı Afrika’da bulunduğu aktarıldı. Raporda, bu durumun düşük gelir seviyeleri ile insanların şoklarla başa çıkmak ve şoklardan kurtulmak için ihtiyaç duyduğu temel altyapı ve sosyal hizmetlere erişim eksikliğinin bir sonucu olduğu ifade edildi.
Ekonomik Büyüme ve İklim Dayanıklılığı
Ekonomik büyüme ile iklim değişikliğine karşı dayanıklılığın artırılmasının el ele gittiğine işaret edilen raporda, kişi başına düşen gayrisafi yurtiçi hasılada (GSYH) yüzde 10’luk artışın en kırılgan durumdaki insan sayısını yaklaşık 100 milyon azaltacağının tahmin edildiği belirtildi. Raporda, iklim ve afetlerin insanlar, toplumlar ve ekonomiler üzerindeki etkilerinin azaltılmasının daha hızlı ve dirençli kalkınma ile hedefe yönelik uyum müdahalelerini gerektirdiği aktarıldı.
Dünya Bankası’nın raporu, 1,2 milyar insanın iklim değişikliğinin yol açtığı tehlikeler nedeniyle ciddi risklerle karşı karşıya olduğunu vurguluyor. Bu riskler, özellikle Güney Asya ve Sahra Altı Afrika’da yoğunlaşan ve düşük gelirli ülkelerde temel altyapı ve sosyal hizmetlere erişimin yetersizliği nedeniyle daha da artan bir tehdit oluşturuyor.