Çin’in kripto para madenciliği yasağı, karbon emisyonu taahhütleriyle açıklansa da rakamlar başka bir gerçeği ortaya koyuyor.
Çin ve Karbon Emisyonu
Karbon emisyonlarını azaltma hedefiyle birçok ülke enerji politikalarını yeniliyor. Çin ise bu süreçte dikkat çekici bir yol izliyor. Geçtiğimiz yıl, Çin’in kömür beslemeli termik santral inşaatları son 10 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Devlet Başkanı Xi Jinping, 2030 yılına kadar karbon emisyonunun zirve yapacağını belirtmişti. Ancak mevcut veriler, bu hedefin gerçekleşmesinin zor olduğunu gösteriyor. Enerji ve Temiz Hava Araştırma Merkezi (Crea) ve Küresel Enerji Monitörü (GEM) verilerine göre, Çin 2024 yılında 356 GW’lık rüzgar ve güneş enerjisi kapasitesini planlarken, 2015’ten bugüne 94,5 GW’lık kömürlü termik santral inşa etti. Bu durum, Çin’in karbon emisyonu taahhütlerini yeterince önemsemediğini ortaya koyuyor.
Çin Kripto Madenciliğini Neden Yasakladı?
Çin’in 2021’de aldığı kripto para madenciliği yasağı kararı, karbon emisyonlarını azaltma hedefiyle açıklanmıştı. Ancak gerçek nedenin, dijital yuan ile inşa edilmek istenen kontrollü bir blockchain ekonomisi olduğu düşünülüyor. Çin, fosil yakıtla elektrik üretimine devam ederken enerji arzında bir sıkıntı yaşamıyor. Bu da yasağın enerji tüketimiyle değil, stratejik hedeflerle ilgili olduğunu gösteriyor. Elon Musk‘ın, Bitcoin madenciliğinin çevreye zarar verdiğini belirten açıklamaları ve Michael Saylor’un BTC madencilerinin yenilenebilir enerji kullanımını savunması, bu tartışmaları daha da alevlendirdi.
Çin’in karbon emisyonu hedefleri ve kripto para madenciliği yasağı, beklenenin aksine çevre hassasiyetiyle değil, stratejik planlarla şekilleniyor. Kömür santrali yatırımları, karbon emisyonu iddialarını çürütürken, bu yasakların dijital yuan projesine zemin hazırladığı açıkça görülüyor.
Bu makaleyi beğendiyseniz, bizi sosyal medya hesaplarımızdan takip etmeyi unutmayın:
