Deutsche Bank Türkiye Ekonomisti Yiğit Onay, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz politikası ve enflasyon beklentileri üzerine önemli değerlendirmelerde bulundu. Onay, özellikle yılın ikinci yarısında enflasyonist risklerin artabileceğini ifade etti.
Ocak ayı enflasyon verisi ve beklentiler
Yiğit Onay, ocak ayı enflasyonunun beklentilerinin üzerinde gerçekleştiğini ancak Merkez Bankası’nın projeksiyon aralığına uyumlu olduğunu söyledi. Sağlık sektörü, kamu kaynaklı zamlar ve yılbaşı fiyatlamalarının enflasyon üzerindeki etkilerine dikkat çekti.
Deutsche Bank’ın yıl sonu enflasyon tahmini
Deutsche Bank, yıl sonu için yüzde 28’lik enflasyon tahminini koruyor. Ancak Onay, bu tahminin yukarı yönlü riskler taşıdığını belirtti. Enflasyonda sapma beklentisini üç temel faktöre dayandırdı: Türk lirasının reel değer kaybı, talepteki yavaşlama ve yüksek enflasyon beklentileri.
Faiz indirim süreci hakkındaki beklentiler
Deutsche Bank, TCMB’nin mart ve nisan aylarında 250 baz puanlık faiz indirimi yapacağını öngörüyor. Ancak nisan sonrası dönemde faiz indiriminin hızının düşmesini bekliyor. Yıl sonu için faiz tahmini ise yüzde 32,5 olarak belirlendi.
Türk lirasında reel değerlenme ve dış denge
Yiğit Onay, Merkez Bankası’nın Türk lirasının reel değerlenmesini dikkatle yönetmesi gerektiğini söyledi. Döviz kuru geçişkenliğinin hâlâ yüksek olduğunu ve TL’de yılın ikinci yarısında reel değer kaybı olasılığı bulunduğunu belirtti.
Swap kısıtlamalarının etkisi
Swap kısıtlamalarının Türk lirasının volatilitesini kontrol altına aldığını ifade eden Onay, yakın vadede bu kısıtlamaların devam edeceğini öngördü. Ancak uzun vadede esnemeye gidilebileceğini vurguladı.
Türk tahvillerine ilişkin pozitif görünüm
Türk tahvillerinin performansının gelişmekte olan ülkeler arasında öne çıktığını belirten Onay, orta vadede olumlu beklentilerini koruduklarını söyledi. Yabancı yatırımcıların Türk piyasasına ilgisinin arttığını ve dezenflasyon sürecinin devam edeceğini ekledi.
Deutsche Bank Türkiye Ekonomisti Yiğit Onay, enflasyon ve faiz politikaları konusunda yukarı yönlü risklere dikkat çekerek temkinli bir yaklaşıma ihtiyaç olduğunu vurguladı. Merkez Bankası’nın yıl boyunca para politikasında dengeli bir yol izlemesi gerektiğini ifade etti.