Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, finans dışı sektörlerin döviz pozisyon açığı kasım ayında ciddi bir artış gösterdi. Bu durum, pandemi sonrası en yüksek seviyeye ulaşıldığını ortaya koydu.
Finans dışı firmaların döviz varlıkları azaldı
Kasım ayında finans dışı firmaların döviz varlıkları bir önceki aya göre 4 milyar 942 milyon dolar azaldı. Aynı dönemde yükümlülükler ise 181 milyon dolar arttı. Bu gelişmeler net döviz pozisyonu açığını 5 milyar 123 milyon dolar artırarak 132 milyar 798 milyon dolara taşıdı.
Varlık ve yükümlülük dağılımında dikkat çeken değişimler
Varlık dağılımında yurt içi bankalardaki mevduatlar 4 milyar 623 milyon dolar, ihracat alacakları 775 milyon dolar azaldı. Menkul kıymetlerdeki düşüş ise 83 milyon dolar olarak kaydedildi. Buna karşılık, yurt dışına doğrudan sermaye yatırımları 540 milyon dolar arttı. Yükümlülüklerde, yurt içinden sağlanan nakdi kredilerde 1 milyar 955 milyon dolarlık artış yaşandı. Ancak yurt dışından sağlanan nakdi krediler 1 milyar 582 milyon dolar, ithalat borçları ise 192 milyon dolar azaldı.
Kısa vadeli yükümlülüklerde azalma, uzun vadeli kredilerde gerileme görüldü
Kasım ayında yurt içinden sağlanan kısa vadeli krediler 631 milyon dolar artış gösterdi. Ancak yurt dışından sağlanan kısa vadeli krediler 1 milyar 648 milyon dolar, uzun vadeli krediler ise 127 milyon dolar azaldı. Bu durum, toplam yükümlülüklerin vade yapısında dikkat çekici değişikliklere neden oldu.
Kısa vadeli döviz pozisyonu fazlasında gerileme
Kasım 2024 döneminde kısa vadeli varlıklar 133 milyar 756 milyon dolara ulaşırken, kısa vadeli yükümlülükler 109 milyar 294 milyon dolar oldu. Kısa vadeli net döviz pozisyonu fazlası ise bir önceki aya göre 4 milyar 465 milyon dolar azalarak 24 milyar 461 milyon dolara geriledi. Kısa vadeli yükümlülüklerin toplam yükümlülükler içindeki payı yüzde 37 olarak kayıtlara geçti.
Finans dışı sektörlerin döviz açığındaki bu artış, ekonomik belirsizliklerin ve küresel gelişmelerin sektör üzerindeki etkilerini bir kez daha gözler önüne serdi. Döviz açığına yönelik daha kapsamlı politikaların geliştirilmesi gerektiği ifade ediliyor.