Uluslararası Para Fonu (IMF), Japonya’nın ekonomi politikalarına yönelik önemli değerlendirmelerde bulundu. Açıklamada faiz oranları, büyüme ve riskler ele alındı.
Japonya ekonomisi sürdürülebilir bir dengeye yaklaşabilir
IMF, Japonya’da 30 yıldır sıfıra yakın seyreden enflasyonun ardından ekonominin yeni bir dengeye ulaşabileceğini açıkladı. Enflasyonun iki yıldan fazla bir süredir Japonya Merkez Bankası’nın yüzde 2’lik hedefini aştığı belirtildi. Ayrıca sıkı iş gücü piyasasının 1990’lardan bu yana en güçlü ücret artışını sağladığı ifade edildi.
Yaşlanan nüfus ve yüksek kamu borcu risk oluşturuyor
IMF, Japonya’nın yaşlanan nüfusu ve yüksek kamu borcu gibi yapısal zorluklarla karşı karşıya olduğunu vurguladı. Faiz oranlarının yükselmesiyle kamu borcunun ödeme maliyetinin 2030 yılına kadar iki katına çıkabileceği aktarıldı. Bu durumun güçlü bir borç yönetim stratejisini gerekli kıldığı belirtildi.
Ekonomik büyüme ve tüketim beklentileri
IMF, Japonya’nın ekonomik büyümesinin 2025’te hızlanacağını ve özel tüketimin daha da güçleneceğini öngörüyor. Ücret artışlarının hanehalkının harcanabilir gelirini artırmasının, tüketimde olumlu bir etki yaratması bekleniyor. 2023’te yüzde 1,1 ve 2024’te yüzde 0,8 büyüme tahmin ediliyor.
Büyümeye yönelik riskler ve mali sürdürülebilirlik
Açıklamada, büyümeye yönelik risklerin aşağı yönlü olduğu belirtildi. Küresel ekonomideki yavaşlama, jeoekonomik ayrışma ve fiyat dalgalanmaları gibi dış riskler vurgulandı. İç riskler arasında ise reel ücretlerin artmaması durumunda tüketimin zayıflaması ve mali sürdürülebilirliğe olan güvenin azalması öne çıktı.
Para politikası ve döviz kuru değerlendirmesi
IMF, mevcut destekleyici para politikasının uygun olduğunu ve enflasyon beklentilerinin yüzde 2 hedefine ulaşmasını destekleyeceğini belirtti. Esnek döviz kuru rejimine bağlılığın devam etmesinin olumlu olduğu ve dış şokların absorbe edilmesine yardımcı olacağı ifade edildi.
IMF, Japonya ekonomisinin geleceği için dengeli bir politika yaklaşımının önemine dikkat çekiyor. Özellikle faiz oranlarının nötr seviyeye ulaşması ve kamu borcunun yönetimi konusunda alınacak önlemler kritik görülüyor.